bor(Bor ve H2 Konusundaki Yanlış Kanılara Düzeltmeler)

Soru 1 : Hidrojen üretimi için bor gerekli midir ?
Cavap : Hayır. Günümüzde hidrojen daha ziyade bir kimyasal madde olarak kullanılmaktadır . % 95’i hidrokarbonların katalitik bozundurulması , % 5’i ise suyun elektroliziyle üretilmektedir.

Soru 2 : O halde hidrojenin borla ilişkisi nedir ?
Cevap :
Bor bileşiklerinden elde edilen sodyum ve lityum tetrahidroborat gibi maddelerden uygun katalizörlerle hidrojen üretmek mümkündür. Bu yöntem , hidrojeni depolamak yerine kullanım sırasında üretilmesini mümkün kılmakta , özellikle otomotiv sektöründeki uygulamaları açısından çok cazip gözükmektedir.Soru 3 : Madem öyle, dünyadaki borun çoğu bizde olduğuna göre neden bunları kullanmayıp dışarıdan yakıt ithal ederek büyük harcamalar yapıyoruz ?
Cavap :
Öncelikle , hidrojen elde edilen bor kökenli maddeler şimdilik yakıtlardan çok daha pahalıdır. Ayrıca hidrojenin verimli olarak yakılması yakıt pilleriyle mümkün olmaktadır ki , bunlar da halen pahalı sistemlerdir.

Soru 4 : Bor kökenli hidrojen yakıtı bir gün kullanılabilecek mi ?
Cevap :
Gerekli bor kökenli bileşiklerin ve yakıt pillerinin maliyeti azaldığı zaman bu mümkün olabilecektir.

Soru 5 : Bor sadece hidrojen üretimi için mi kullanılabilir ?
Cevap : Bor kaynaklı kimyasal maddeler endüstride hemen her alanda kullanılmaktadır.

Soru 6 : Türkiye bordan nasıl kazanç sağlayabilir ?
Cevap :
Boru hammadde olarak ihraç etmek yerine işledikten sonra yani katma değeri yüksek maddelere dönüştürdükten sonra ihraç ederek.

Soru 7 : Başkan Bush “ileride hidrojenli araba kullanacağız” derken yakın zamanda geliştirilmiş bulunan ve seyir halinde bor kaynaklı bileşiklerden hidrojen üreterek yakan arabayı mı kastetmiştir?
Cavap :
Hayır . ABD ve diğer gelişmiş ülkelerde depolanmış hidrojenle işleyen , ayrıca muhtelif maddelerden seyir halinde hidrojen üretebilen arabalar geliştirilmektedir. Bor bileşikleri bu maddelerden yalnızca birisidir.

Soru 8 : Biz borlarımızı neden işleyip kazanç sağlayamıyoruz , bize teknolojiyi mi vermiyorlar?
Cavap :
Patentlerin büyük bir kısmı herkese açıktır ve internet üzerinden sayfa başına makul fiyatlardan indirilebilmektedir. Türkiye’de gerekli teknik kadrolar da olduğuna göre , sebep bu olmasa gerek !

Soru 9 : Borumuz yüzünden biz de işgale uğrar mıyız ?
Cavap :
Böyle bir sey olmamasını dilemekten başka çare yok …
Boru sadece bir yakıt kaynağı olarak değil (çünkü bu şekilde çok hızlı tükenebilir) çok değerli kimyasal maddelerin de üretilebileceği uzun ömürlü bir kaynak olarak da görmekte ve tanıtmakta yarar olabilir.

Kaynak ; internet

4 thoughts on “Bor ve H2 Konusunda Bazı Güncel Sorulara Cevaplar

  1. JULES GABRIEL VERNE’nin 1863 TARİHLİ SU ÖNSEZİSİ (KEHANETİ)
    Dünyanın Merkezine Seyahat (1864), Aya Seyahat (1865), Denizler Altında 20 bin Fersah (1870), Seksen Günde Devri Alem (1873) gibi bilim -kurgu türü romanlarıyla adeta HOMEROS destanlarındaki kahramanlarıyla, hem çocuklar ve hem de büyükler tarafından tanınan ve sevilen Jules G. Verne’nin (Fransa, 1828-1905), 1863’de yaptığı belki de daha az bilinen, enerjiyle ilgili önsezisi şudur: “İnsanlık ergeç SUYU yakıt olarak kullanacaktır”. Bu söz söylendiğinde hidrojen yakıt hücreleri henüz bilinmiyordu. Verne’nin yukarda bazıları belirtilen bilim-kurgu roman seyahatları aradan geçen yaklaşık 150 yıllık zaman diliminde tektek gerçekleştiğine göre, SU önsezisi neden gerçekleşmesin? Üstelik hidrojen oksijenle yandıktan sonra, yaşadığımız asrın, belkide geleceğin, en önemli ticari malı olmaya aday, SU’ya dönüşen ve mükemmel çevre dostu olan tek yakıttır. Verne’nin SU önsezisi gerçekleşmektedir.

  2. Acaba günümüzde hidrojenli yaşam için gerekli olan solunum sisteminin yapayı yapılarak insanlara takılabilme imkanı varmıdır?

  3. bence bor mineralini satmayalım çünkü ileride lazım olacak bu sebeble ucuz sattığımızı düşünüyorum ileride bize işleyip satacaklarından eminim .. bide bor madenini almanya belirli bi yerde topluyomuş ileride kullnacakmıs bu konu hakkında bilgsi olan varsa bilgi rica ediyorum ….her zaman olduğu gibi bor madeninide bize kullandırmazlar…

Comments are closed.