Hayat kendi içinde başlı başına bir koşturmaca. Bu koşturmacanın içinde en büyük yükü kadınlar çekmekte. Bu bilinen bir gerçek. Ancak bazı kadınlar gerçekten çok şanslı. Onların beraber oldukları erkekler bu kadınların yaşamlarına sunulmuş birer armağan.

Ben bu armağanın farkına varamayan kadınlardan bahsetmek istiyorum…

Toplumumuzda gerçekten kadının bir adım önünde ya da bir adım gerisinde olma kaygısından uzak sadece yan yana yaşamanın, paylaşmanın ; hatta dışarıdan gelecek her türlü tehlike ve sorunlar için gerektiğinde sırt sırta vererek aynı yöne yürümenin doğruluğuna inanmış ve bunun için üzerine ne düşüyorsa yapan bazı erkekler de yok değil…

Hani her söylemde bahsettiğimiz ve özlediğimiz hep beraber olmak istediğimiz erkeklerden bahsediyorum. Hani eşi çalıştığı için eşinden önce eve gelip sürpriz bir sofra kuran, hatta abartan; mumlar yakan; şıklıklar yapan. Ya da eşi hasta olduğu için mızmızlanmayan, şikayet etmeyen, eşine sıcacık bir çorba ile sevgisini sunan, çocukların sorunlarıyla uğraşan, ilgili, özel günleri unutmayan, evlilik yıldönümünü hatırlayan, doğum günlerinden haberdar.

Maalesef bu erkelerin de bir çoğu mutlu değil. Beraber oldukları kadınların kendilerini anlamamasından, yaptıkları jestlerin farkına bile varmamasından , çevrelerindeki diğer normal erkeklerden farklı oldukları için özel hissedilmediklerinden şikayetçiler. Tüm kadınların özlemi olan davranışları yapan erkekler genellikle beraber oldukları kadın tarafından önemsenmiyorlar..

Erkeğin bin bir emekle hazırladığı sürpriz sofralara aç değilim diyerek burun kıvırabiliyorlar. Ya da envai çeşit huysuzluklar ve şımarıklıklarla adamın her şeyi burnundan getirebiliyorlar. Her dakika kendi anneleri kız kardeşleri babalarıyla beraber olmak, her gittikleri yere onları da götürmek istiyorlar. Aile olmanın ne demek olduğunun farkına varamayan, ailenin sadece kendi aile fertlerinden oluştuğunu zanneden kadınlar , kocalarına tavuk yumurtasından çıkmış muamelesi yapmaktan geri durmuyorlar. Adamın yıllarca çalışıp didinerek aldığı yazlığın keyfini kadının sülalesi çıkarırken, erkeğin annesi bir hafta sonu ziyarete gelmek istediğinde de türlü huysuzluklar vücuda getirmekten geri kalmayan kadınlardan bahsediyorum.

Her şeyin olduğu gibi erkeklerinde bu şımarıklık ve kaprisleri taşıma kapasiteleri vardır. Bu kapasite dolup ta erkekler kendilerini dışarı attıkları zaman ya da kendilerine gerçekten hak ettiği mutluluğu yaşatan , kendisini anlayan başka bir kadına gittikleri zaman ortalık birbirine giriyor, eş dost akraba konu komşu devreye giriyor ve çeşitli tatsız olaylar meydana geliyor.

Ama artık iş işten geçmiş ve hayat oyunundaki eldeki joker kaybedilmiştir.

Herkes elindeki güzelliklerinin kıymetini inşallah kaybetmeden anlar ve yanındaki insana hak ettiği gibi davranır. Kadınlar da erkekler de tüm insanlar mutlu olmayı hak ediyor.. Yeterki yanımızdaki insanın bizim içi yaptıklarını anlayabilelim.

Aynı kaderi paylaşarak aynı yöne doğru yürüyen insanlar neden birbirlerini anlayarak mutlu olmasınlar ki?

5 thoughts on “Bu Erkeklere İyi Davranın… – Oya ENGİN (Özgün Yazı)

  1. Maalesef Oya Hanım, nankörlük insanın doğasında vardır.. 🙂 Ne güzel bir söz vardır ne aradığını bilmeyen bulduğunda da anlayamaz.. kaleminize ve yüreğinize sağlık..

  2. cok teşekkür ederim Mahmure Hanım..birde kedilere nankör derler..ben çok kedi besledim ama en küçük bir nankörlük görmedim..hayvanlar sadece seviyorlar….mutlu kalın..

  3. Ben de bahsettiğiniz erkeklerdenim zannedersem hanım duy bunu duyy???

  4. Sevgili oya hanım yazınızı okudum kaleminize sağlık çok güzel yalnız ilginç buldum.Beni şaşırtan şu,bir kadının 70 milyonun içinde bir tek erkeği bile savunmuş olması beni mutlu etti.Ancak şuna da şaşırmadım değil kadınların tarif ettikleri ve arzuladıkları erkek tiplemelerini iyi bilirim fakat görüyorum ki sizin bahsettiğiniz çok değerli şahsiyet kadınların anlattıkları tiplemeye uymuyor aslın da kadına karşı nezaketli,saygılı olmak ona yemek pişirmek,sofra kurmak.sofraya çiçek koymak sürekli ruhunu okşamaya çaba sarfetmek bir kadına yeterlimidir acaba bir kadın için “erkek” bumudur.Nezaket,saygı kadının ruhunu okşamak v.s. gibi olgular zaten her erkeğin ruhunda içgüdüsel olarak mevcuttur.Ama şunu çok iyi biliyorum ki bunların dışında da her kadın yanın da “ERKEK” ister.Elimi kesmecesine iddia ederim ki sizi hiç tanımıyorum ama tesadüfen yazınızı okudum böyle bir erkeğiniz olsun istemezdiniz.Kadın atayı,babayı,yüreği.şevkati görmek ister.Erkek’ise devamlı Emine s.bederin yemek tariflerini okuyan ve karısına omlet pişiren müsvette istemez.Erkek de soy ağacı,ana gibi yar ister.Doğuran.,besleyen,büyüten,eğiten,sevgili yapan,eş yapan,yar yapan siz kadınlar değilmi?Belki haddim değil ama hep tanrının bana sunduklarıyla kadının sunduklarını kıyasladım ve tüm öğrendiğim adalet terazısinin nasıl keşvedildiğini anlamak oldu.Hoşçakalın sevgiyle kalın…H.TATAR.

  5. Hüseyin Bey…
    Yazımı okuduğunuz icin öncelikle teşekkür ederim.. Kadın olmak erkek düşmanlığı gerektirmiyor.. eğer hakeden biri var ise cinsiyeti ne olursa olsun yanında olurum.. burada tarif ettiğimiz erkekleri kadınlar cok özlüyor.. çünkü maalesef mevcut erkekler bu eylemlerden o kadar uzak ki… toplumun tüm kesimlerindeki erkeklerimiz kadınlarını koruma kollamayı biliyorlar.. Kadınlarına asla laf söyletmezler. ama coğunlukla evlerindeki yada hayatlarındaki kadınlara nezaket ve sevgilerini pek göstermezler..şımarmamızdan korkarlar belkide..ama doğrusunu isterseniz ben bu yazıdaki gibi bir erkek isterdim..böylesine ince davranabilen bir erkek zaten ata dır baba dır…ayrıca emine b.kadar iyi yemek yapabiliyorsa ne mutlu… kadınlarımıza gelince herhalde ülkemiz kadınları kadar, ana, soyağacı, cefakar, vefakar, çocukları genellikle tek başına büyüten, tüm sorunlarıyla tek başına ilgilenen kadın nüfüsü yoktur.. aslında herkes birbirine sevgi ve saygıyla yaklaşsa herkes birbirine hakettiğini verse pek klasik bir söylem oldu ama sorunu bu cözer işte..Güzel günler ve iyilikler diliyorum.. o.engin

Comments are closed.