Genel
Her yıl 29 Ekim – 4 Kasım tarihleri arasında Kızılay Haftası’nı kutlarız.

Kızılay bir yardım kurumudur. Yardım insancıl bir duygudur. İnsanları yücelten bir düşüncedir. Bu düşüncenin yaygınlaşması, dünyamızı güzelleştirir. Barış içinde bir arada yaşamamızı sağlar. İnsanlar arasında birlik ve beraberlik duygularını geliştirir. Kızılay Haftası’nda, Kızılay Derneğinin kuruluş amacı ve çalışmaları konusunda okulda, sınıfta konuşmalar yapılır, bilgiler verilir. Radyo ve televizyonda Kızılay ile ilgili programlar yayınlanır.

Felakete uğrayanlara din, dil, soy ayrımı yapmadan yardım edilmesi gerektiği görüşünü ilk olarak İsviçre’li bir yazar savundu. Tek tek yapılan yardımın yeterli olmadığı görüşünde birleşen Avrupalı devlet adamları İsviçre’nin Cenevre kentinde toplandılar. 1859 yılında İlk Yardım Derneği’ni kurdular. Bağımsız, yansız uluslararası bir kuruluş olan bu dernek daha sonra Kızılhaç adını aldı. Kızılhaç Derneği’nin kuruluşundan kısa bir süre sonra ülkemizde 1868 yılında Yaralı Askerlere Yardım Derneği kuruldu. Dernek bir süre sonra Hilal-i Ahmer adını aldı. Hilal ay, ahmer kırmızı demektir. Cumhuriyet döneminde derneğin adı bu anlamı açıklayıcı biçimde değiştirildi. Türkiye Kızılay Derneği oldu.

Kızılay ; savaş, deprem, sel baskını, yangın, salgın hastalık gibi felakete uğrayanlara yardım eder. Depremden, selden, yangından zarar görenlerin yardımına koşar. Felakete uğrayanların barınmaları için çadır, battaniye yiyecek, giyecek dağıtır. Yaralananların iyileşmeleri için geçici hastaneler kurar. Savaşta yaralanan askerlerin iyileşmeleri için çaba gösterir. Onlara her tür yardımda bulunur. Kızılay salgın hastalık durumlarında hastalara yardım eder. Aşevleri açar, aşevlerinde yoksul, kimsesiz, düşkün yurttaşlara yiyecek ve içecek verir.

Yurt içinde ya da yurt dışında deprem, sel baskını, savaş olur olmaz Kızılay depolarını açar, felaket bölgesine çadır, battaniye, giyecek, yiyecek, kan ve ilaç gönderir. Bu yardımların dağıtımını sağlar. Kızılay ülke içinde ve ülke dışında yaptığı bu yardımları ; üyelerin ödentileri, yardımseverlerin bağışları ve öğrencilerin satın aldıkları Kızılay pullarından elde ettiği gelirlerle karşılar.

Kızılay, hiç bir ayrım gözetmeksizin doğal yıkımlara uğrayanlara , savaş yaralılarına, düşkünlere, salgın hastalıklara yakalananlara, din, dil, ulus ayrımı yapmadan yardım elini uzatır. Kızılay gerektiğinde aynı amaçlı Kızılhaç, Kızılaslan, Güneş gibi yardım kuruluşları ile işbirliği yapar. Kızılay gençlik kampları, aşevleri, hastaneler, dispanserler, kan merkezleri gibi sağlık ve yardım kuruluşlarını çalıştırır.

Türkiye Kızılay Derneği’nin beyaz zemin üstünde kırmızı aydan oluşan bir bayrağı vardır. Kızılay bayrağındaki beyaz renk yaralı askerlerin gömleklerini, kırmızı ay ise kan izlerini simgelemektedir.

Kızılay’ın Görevleri ve Çalışmaları
1. Doğa olaylarında zarar görenlere çadır, battaniye, giysi ve yiyecek yardımları yapar. Bunun için önceden bu maddeleri depo eder.
2. Yoksul, kimsesiz ve düşkünler için aşevleri açar.
3. Sağlık merkezleri kurar. Kurduğu kan bankası ile halkın yaptığı kan bağışlarını kabul eder, gereksinme duyanlara bu kanları verir.
4. Hemşire yetiştirmek için okullar açar.
5. Savaşta geçici sağlık merkezleri kurar.
6. Gezici hastaneler kurar.

Kızılay’ın Gelir Kaynakları
1. Yardımsever yurttaşların bağışları,
2. Üyelerin ödentileri,
3. Kızılay pullarının satışından elde edilen gelirler,
4. Rozet dağıtımından sağlanan gelirler,
5. Devletin her yıl yaptığı yardımlar,
6. Gümrükte alıkonulan eşyaların satışından elde edilen gelirler,
7. Oyun kağıtlarının satışından elde edilen gelirler,
8. Kızılay aracılığı ile dışardan alınan ilaçların, röntgen filmlerinin satışından sağlanan gelirler,
9. Afyonkarahisar Maden Suyu’nun satışından sağlanan gelirler.

Deprem ve Kızılay Başlıklı Bir Öğrenci Yazısı
Depremin ne olduğunu biliyor musunuz ? Bilmiyorsanız sözlüğü açıp önce “D” harfini sonra deprem sözcüğünü bulur, karşısına yazılanları okursunuz.

Ayrıntılı bilgi edinmek istiyorsanız o zaman ansiklopediden deprem maddesini bulup okuyunuz. Ders kitaplarında da deprem ile ilgili geniş bilgiler vardır.

Sözlükler depremi ; yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi ya da yanardağların püskürmesi yüzünden meydana gelen sarsıntıların yeryüzünden duyulması olayı olarak tanımlar.

Ben depremi kitaplardan, ansiklopedilerden önce, doğup büyüdüğüm Varto’da yaşayarak öğrendim. Varto, Anadolumuzun doğusunda Muş ilinin küçük, şirin bir kasabasıdır. 1966 yılında sıcak bir ağustos günü arkadaşlarımla damlar üstünde oynuyordum. Büyükler tarlada, bahçede çalışıyorlardı. Kuşlar, meyve yüklü ağaç dallarında ötüşüyor, koyunlar, inekler düzlüklerde otluyordu. Her şey yerli yerinde ve çok güzeldi.

Nasıl oldu bilmiyorum. Birdenbire yer sarsılmaya başladı. Önce toprak çatladı. Sonra yarıldı. Evlerin çatıları çöktü. Ağaçlar birbirine yaklaşıp uzaklaşmaya başladı. Ortalığı toz duman kapladı. İnsanlar, hayvanlar ayakta duramıyor, yarılan toprak adeta onları yutuyordu. Toprak altında kalan, yıkılan evlerin duvarları arasına sıkışan insanların iniltileri geliyordu. Bütün canlılardan gelen çığlıklar yürekler acısıydı. Ben, artık bir taş yığını olmuş evimizin az ötesinde toprağa kapanmış acıyla, korkuyla, çevreme bakıyordum. Hiç unutamıyorum. Yirmi metre ötede bir adam çocuğunu kurtarmak için çırpınırken duvar altında kalarak öldü.

Bir anda Varto yerle bir oldu. Harabeye döndü. İnsanlar sevdiklerini yitirdiler, aç ve açıkta kaldılar. Az önce gülen, konuşan insanlar öldü. Depremden hemen sonra Türkiye radyoları yayınlarını kesti. Varto depremini bütün yurda duyurdu. İlk belirlemelere göre ölü sayısının yaklaşık üç bin olduğu bildirildi.

Çok geçmeden uzaktan ardı ardına kamyonlar görünmeye başladı. Taşıt araçlarında, beyaz üstünde kırmızı ay olan bayraklar vardı. Kızılay yardımı deprem bölgesine ulaşmıştı. Kızılay deprem bölgesine çadırlar, hastaneler kurdu. Yaralılar hastaneye yatırıldı. Doktorlar, hemşireler hastaların iyileşmesi için ellerinden geleni yapmaya başladılar. Açıkta kalan insanların barınmaları için çadırlar kuruldu. Battaniyeler dağıtıldı. Kurulan aş ocağından yemek verilmeye başlandı. Düzenli olarak yiyecek, giyecek dağıtımı yapılıyordu. Aç ve açıkta kalan bütün yurttaşların gereksinmeleri karşılandı. Yaralar sarıldı. İlaçlar verildi. Acılar bir ölçüde azaltıldı.

Depremden bu yana yıllar geçti…

Ne depremi, ne deprem bölgesinde Kızılay’ın çalışmalarını, ne de yardımlarını unutabildim.

Çiğdem ARDA

Kızılay Haftası örnek konuşma metni
Sevgili Arkadaşlar!
Her yıl, 29 Ekim ile 4 Kasım tarihleri arasını Kızılay Haftası olarak kutlarız. Kızılay, ülkemizdeki yüzlerce yardım kurumundan sadece birisidir. 1859 yılında Avrupalı devlet adamları, İsviçre’nin başkenti Cenevre’de toplanarak uluslar arası bir yardım kurumu olan, İlk Yardım Derneği’ni kurdular. Bu dernek daha sonra Kızılhaç adını aldı. Ülkemizde bu anlamda kurulan ilk dernek, 1868 yılında yaralı askerlere yardım amacıyla kuruldu. Bu dernek, 1877 yılında Hilal-i Ahmer adını aldı, Hilal-i Ahmer, kırmızı ay anlamına gelmektedir. Cumhuriyet döneminde derneğin adı, Atatürk tarafından anlamına uygun biçimde, Kızılay olarak değiştirildi.

Kızılay derneği; savaş, deprem, sel baskını, yangın ve salgın hastalık gibi felakete uğrayanlara, çadır, battaniye, yiyecek ve giyecek gibi yardımlar yapar. Bu felaketlerde yaralananlar için geçici hastaneler kurar. Kızılay’ın açtığı aşevlerinde, yoksul, kimsesiz ve düşkün yurttaşlara yiyecek ve içecek dağıtılır. Kızılay’ın yurt genelinde büyük depoları vardır. Felaket anında, en hızlı biçimde felaket yerine ulaşır. Bütün bu yardımları, yardımsever insanların yaptığı bağışlarla yapar. Kızılay, sadece yurt içinde değil, yurt dışındaki felaketzedelere de yardım eder.

Hayvan topluluklarının birbirleriyle nasıl yardımlaştıklarını, yardıma muhtaç hayvanların diğer hayvanlar tarafından nasıl bakılıp korunduğunu televizyonlardan mutlaka izlemişsinizdir. İnsani bir duygu olmasına rağmen ne yazık ki günümüzde, yardımlaşma fikrinden uzaklaştık. Aylık gelirimizin bir kısmını Kızılay gibi yardım kurumlarına vermemiz, insan olmamızın gereğidir. Bir gün bizim de felakete uğrayıp, yardıma muhtaç duruma düşebileceğimizi unutmamalıyız.

Hepinize, sağlıklı ve mutlu bir gelecek dilerim.

Kızılay konulu güzel sözler
* Acılar paylaşıldıkça azalır.
* Küçük yardımlar büyük işler görür.
* Kızılay kara gün dostudur.
* Ateşi söndüren su, acıyı dindiren Kızılay’dır.
* Kızılay’ı unutma, sana da acılı günlerinde yardımcı olur.
* Kızılay’a bağışlayacağınız bir damla kan, bir candır.
* Kızılay üyelerin yardımı ile yaşar.
* Acılı günlerin en yakın dostu Kızılay’dır.
* Kızılay’ı sevmek, insanlığı sevmektir.
* Kızılay şefkatin en güzel örneğidir.
* Bir damla kan, bir can demektir.
* Her düşkünün bir dayanağı olmalı, bütün düşkünlerin dayanağı Kızılay’dır.

Kızılay konulu şiirler
Şiirlere ulaşmak için buraya bakınız..

4 thoughts on “Kızılay Haftası – Yazılar, Şiirler, Konuşmalar

  1. çocuk esirgeme kurumu ile ilgili şiirler koyarsanız salı gününe kadar lütfen yardımcı olun

Comments are closed.