m.avciHidrojen bilinen en hafif gazdır ve yanıcı özelliğe sahiptir. En önemli özelliği yanarken , diğer yakıtların çıkarttığı karbondioksit gibi zararlı gazları çıkarmaz ve geriye sadece saf su bırakır. Yanarken alevi görülmeyecek kadar şeffaftır.
Hidrojenin tüm insanlık için önem arz eden , en büyük özelliği taşıdığı enerjiyi kolayca elektriğe çevrilebilmesine imkan sağlamasıdır.Hidrojen Enerjisinin önemi ve uygulamaları hakkında Elimsan Şirketler Grubu yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer AVCI ile görüştük ve gazetemize şu açıklamalarda bulundu.21. asrın tüm iletişim ve bilgi akış imkanlarına rağmen ortaçağ karanlıklarında yüzmekteyiz. Elimsan Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer AVCI’ya göre bu gün artık hidrojen enerjisi cep telefonlarından , dizüstü bilgisayarlara , bisikletlerden otomobillere , uçaklardan gemilere , iş merkezlerinden konutlara kadar her alanda kullanılır hale geldi.

Önümüzdeki bir iki sene içinde otomotiv sektöründe hidrojen enerjisi ile çalışan otomobillerin pazara sürüleceğini söyleyen Avcı, on sene zarfında da tüm otomobillerin hidrojen ile çalışacağını belirtti. Avcı , “Şaşırmayın diye söylüyorum , çünkü toplum olarak bu teknolojiden o kadar uzak tutuluyoruz ki, burnumuzun dibinde gelişen 21. asırın tüm iletişim ve bilgi akış imkanlarına rağmen ortaçağ karanlıklarında yüzmekteyiz” şeklinde konuştu.

“Herkül’ün kaslarını pazılarını düşünürken, Sokrates’in kafasının da büyüklüğünü unutmayın güçlü kaslar , manda da bulunur, ama dolu kafa sadece insanda bulunur”

2000 yılı Nisan ayında İTÜ Mezunlar derneği’nde bir konferans verdiklerini belirten Avcı, şu anda dünyanın belirli ülkelerinde hidrojen enerjisinin konutlara uygulandığını, pilot çalışmaların sürdüğünü ve alınan neticelerin son derece umut verici olduğunu kaydetti. 1984 yılından beri Tokyo’nun belirli bölgesinin 45000kW’lık enerji ihtiyacının , hidrojen enerji sistemlerinden karşılandığını ifade eden Avcı, hidrojen teknolojisinin gelişme aşamasında olduğunu, yüksek bir güç ve cesur bir yatırım olarak değerlendirdi. Avcı, “Şu an koskoca Türkiye’mizde , yani Japonya’yı dünya kupasında eleyen ülkemizde (!!!) 10 kW’lık bir deneme ünitesinin şu ana kadar monte edildiğini duymadık. Sakin kafayla düşünüp bir mukayese yapalım. 45000 kW güç nerede ? Onun 4500 de biri olan 10 kW nerede ? Bu mukayese basit şeylerle avutulduğumuzu ve nasıl geri bırakıldığımızın , milletçe ulusal hedeflerden nasıl soyutlandığımızın delili değil midir ? 10 kW’lık bir ünitenin fiyatı nedir biliyormusunuz ? 10.000 dolar kadar bir şey. İşte ne yazık ki koca Türkiye’mizde her yeri mumla arasanız 10 kW’lık bir enerji seti bulamazsınız. Futbolda onlar kaybediyor bizler kazanıyoruz , onlar 45000 kW’lık tesisi 1984 yılında kuruyorlar , biz ise 10.000 dolara mal olacak 10 kW’lık bir deneme ünitesine , 2002 yılına kadar sahip olamadık. Ama bizler şampiyonuz (!!!) , neyin şampiyonu ve neyin karşılığında , onun kararını siz verin. Türk milli takımı Dünya kupasında ülkemize dünya üçüncülüğünü getirdi, hepsini en içten duygularımızla kutladık. Ulusumuza bu şerefi tattırdılar. Bütün belediyelerimiz de bu gençlerin adlarını parklara , sokaklara verip heykellerini diktiler , bunlar güzel şeyler . Ancak bir şartla , ünlü yazarın dediği gibi , “Herkül’ün kaslarını pazılarını düşünürken , Sokrates’in kafasının da büyüklüğünü unutmayın güçlü kaslar manda da bulunur , ama dolu kafa sadece insanda bulunur” diye konuştu ve şöyle devam etti: Teknolojisi olmayan milletlerin ne ekonomisi , ne kültürü , ne sporu ve ne de savunma gücü olur ve her şeyi tarih sahnesinden silinir gider
“Şimdi sakinleşerek bir düşünelim , dünyada ilk defa enerji sistemlerini rasyonel hale getirip hayata geçiren kimdir biliyor musunuz? Bir Türk’tür, adı da Prof.Dr. Turgut Nejat VEZİROĞLU’dur. Şimdi politikacılarımıza soruyorum ? Hangi biriniz bu ismi tanıyorsunuz , hangi biriniz gururumuz olan değerli insanın adını bir parka , bir caddeye veya kütüphaneye koymayı düşünüyorsunuz ? Zengin iş adamlarımız, sosyal kulüplerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız acaba hangibiriniz, dünyada Türk bilim adamlarının adını yücelten bu insana şilt vermeyi düşünüyorsunuz ? Ulusça artık şunu iyice anlamamız gerekmektedir ; riyakarlık , yağcılık, dalkavukluk ve pısırıklık devrini artık kapayalım , kimseden korkmadan , herkes için acı da olsa gerçekleri görelim ve konuşalım. Dünyayı da gerçekçi insanların yönettiği gerçeğini de artık kavrayalım. . Ulusça şunu asla unutmamamız gerekir , teknolojisi olmayan milletlerin ne ekonomisi, ne kültürü , ne sporu ve ne de savunma gücü olur ve her şeyi ile tarih sahnesinden silinir gider. Bunun dışındakiler hepsi avutmadır hikayedir” dedi.

Saf sudan başka hiçbir atık madde bırakmıyor

Bu gün konutlar için , 1kW, 2 kW, 5 kW , 10 kW’lık sistemler üretildiğini ve satılmaya başlandığını açıklayan Avcı, bu pazarın hızla gelişeceğini de sözlerine ekledi. Avcı , her konuta müstakil olarak monte edilen hidrojen enerji sistemlerinin elektrik ve ısınma ihtiyacının tümünü karşıladığını ve saf sudan başka hiçbir atık madde bırakmadığını söyledi. Bu konutların ulusal şebekeden gelen bir arızadan veya elektrik kesintilerinden etkilenmediğini belirtti.

Avcı , “Eğer bu sistemler gelişir ise hiçbir şüphemiz yoktur ki hızla gelişecektir , elektrik enerjisini üreten , ileten ve dağıtan kurumlara ve bunlara hizmet veren sektörlerin tümüne gerek kalmayacaktır.

Elimizdeki elması cam parçasıyla değiştirmeyelim
Avcı “Amerika ve Rusya gibi büyük ve zengin ülkelerin insanları , bizim ülkemiz insanının petrole ödediği bedelin dörtte biri kadar bedel ödemektedirler. Hem zenginler , hem de bizden az bedel ödüyorlar. Peki bu noktada durup biz Türkler, ulusça ne yapmamız gerektiğini bir düşünelim , hangi avantajı arkamıza alıp bu sıkıntıdan , bu girdaptan kurtulabiliriz ? Bunun cevabı ise çok basit –hidrojen”.
Hidrojen elde etmenin bir çok metodu olduğudu ifade eden Avcı, En basit ve ucuz yolunun bor madeni kullanılarak elde edilmesinin mümkün olduğunu açıkladı . Avcı , bu konuda uluslar arası firmaların deneyler yaptığını ve sonuçların umut verici olduğunu sözlerine ekleyip şöyle devam etti : “Bor madenin başka alanlarda da kullanılması mümkündür. Örneğin: Nükleer enerjide. Bu kadar değerli bir madenin en çok hangi ülkede bulunduğunu biliyor musunuz? Sıkı durun dünya rezervlerinin büyük bir kısmı ülkemizdedir. Bu ülkemiz insanının içine yuvarlanmış olduğu uçurumdan kurtulmak için yukarılardan uzatılmış bir kurtuluş halkasıdır. Şimdi aklımızı başımıza alıp bu madenleri elimizden kapmak isteyen dostlarımızın (!!!) ayak oyunlarına gelip , böylesine kıymetli maden rezervlerimiz elimizde varken uydurma seneryolar ile maceraya girip , bor madenlerimizi koruyamayacak duruma düşmeyelim. Bu avantajın ne demek olduğunu biliyor musunuz ? Yakında piyasaya sürülecek olan hidrojen yakıtlı arabalardan bor türevleri (bu konudaki deneylerin sonuçları umut vericidir) ile çalışan bir tanesine sahip olduğunuzda İstanbul’dan Ankara’ya gitmek istediğinizde arabanıza 1 kg’lik bor sülüsyonu koymanız yeterli olacaktır. Bu yakın bir ihtimal mi yoksa uzak mı diye sorarsanız cevabı çok basittir. Ayakları kasları kuvvetli adamların başa , kafaları kuvvetli adamları ayaklar altına almaya devam ederseniz imkansız , aksini yaparsanız 2010 yılına kadar bütün bunların hepsi gerçek olabilir. Ülke de , ulusta bu ekonomik kaostan kurtulur. Mühim olan kaostan beslenenlerin yani ülkemizi ve ulusumuzu mahkum etmek isteyenlerin oyununu bozmaktır” dedi.

Ekolojik denge bozuluyor

Avcı, bütün bilim dünyasının , ekolojik dengenin bozulduğunu ve bunun en büyük etkeninin petrol kullanımı olduğunu açıkladıklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti: “ Dünyamızın oksijen kaynağı olan ve karbondioksiti alıp , bizlere oksijen veren ormanlarımız azalırken , bunun aksine olarak otomobillerimizin sayısı artmaktadır.bunun tabii bir neticesi olarak ta, atmasfordeki karbondioksit oranı, biz insanların aleyhine süratle bozulmakta ve ortaya sera etkisi çıkmaktadır. Dünyamızın adeta güneşin altında camları kapatılmış bir otomobil gibi gittikçe iç ısısı yükselmektedir. Bu ısı yükselmesine bağlı olarak buzullar erimekte ve denizlerin seviyesi şimdilik yılda 1cm yükselmektedir. Bu tempolu gidiş eğer bir şekilde durdurulamaz ise bu asrın sonunda bilim adamları denizlerin seviyesinin 18m artacağını tahmin etmektedirler. Böylesine bir durumun dünyayı ne hale sokacağını artık siz tahmin edin” şeklinde konuştu.
Üretmek yerine hazırını borçlanarak almayı uygun görüyoruz
Hidrojen teknolojisinin batı ülkelerinde bu derece işlemesine rağmen , ülkemizde bu konuda hiçbir çalışma yapılmadığını açıklayan Avcı “Bunun sebebi :

· Batı ülkelerindeki dostlarımız (!!!) ve ülkemizdeki uzantıları Türkiye’nin , kendilerinin haricinde bağımsız bir teknolojiye sahip olmasından hoşlanmazlar.

· Bizim insanımızda uzun süreli kültür erozyonuna tabi tutulduğu için batının hoşlanmadığı bu işe girişip batılı dostlarımızı üzmek istemez.

· Borç alarak yaşamayı bir yaşam tarzı olarak benimsediğimiz için aşırı sıkıntıya girip teknoloji üretmek yerine , hazırını borçlanarak almayı uygun görüyoruz” dedi.

Bu nedenle Türkiye’nin bugün bu konuda orta çağ karanlıklarında kaldığını sözlerine ekledi. Bu konudaki açığın kapatılmasını sanayi çarşısındaki tornacı Mehmet ustadan veya doğramacı Hüseyin efendiden beklememizin doğru olmayacağını, sorumluluğu Ankara’yı mesken tutup daha önceki dönemlerde devleti sözde daha çağdaş yapacağız deyip, Türk bilim adamlarını ve mühendislerini yok sayan, Türk teknolojisine güvenmeyen , güç ve kuvvet elindeyken devletin talanına sessiz kalanlara ait olduğuna dikkat çekti. Bu konuda yeni hükümete büyük görev düştüğünü ve orta çağ karanlığından çıkmanın mümkün olduğunu , ancak bunun verecekleri kararlara bağlı olduğunu vurguladı.

Avcı: “Ülkenin kaymağını yiyen holding patronları, dışarıdan yabancı sermaye getiriyorlar ”
Ne için ? Yoğurt yapmak için
Ne için ? Su şişelemek için
Ne için ? Çikolata yapmak için
Ne için ? Marketçilik yapmak için , tamamen iç pazara dönük.
Tüketimi arttıran faaliyetleri olmadığı gibi teknolojik boyutları da yoktur. Bir önemli olay olsa medyamız mikrofonu holding patronlarının ağzına sokacak , efendim bu konuda ne hikmet buyurdunuz diye. Mesela şöyle soru sorsa; Beyefendi bütün dünya hızla hidrojen enerjisi ile kucaklaşırken , cep telefonundan , bilgisayara, bisikletten otomobile , iş merkezlerinden konutlara kadar , siz niçin evinize 10 kW’lık bir hidrojen enerji seti alıp, bu konuda ülkemizde ilk olmak istemiyorsunuz? Veya beyefendi, yol kenarına yurtlar okullar yaptıracağınıza , okullarımıza, niçin batıda olduğu gibi birer “Hidrojen enerji sistemlerinin” deney setlerinden alıp hediye etmiyorsunuz. Duyduğumuza göre bu setlerin fiyatı 500-600 dolar gibi düşük fiyatta imiş , 1000 tane alıp hibe etseniz böyle bir konuda öncülükte bulunduğunuz için sizin soyadınızı bu projeye koyabilirler. Böylelikle hem bu teknolojilerin ülkeye girmesine öncülük etmiş olursunuz, hem de yerinde bir hayır yapmış olursunuz. Konuyu biraz sert dile getiriyoruz ki , ses getirsin . Belki de bu patronlarımız, kendilerini yanlış yerlere park ettiren çağdışı kalmış danışmanlarının kulaklarını çekerler . Böylelikle bizim ikazlarımızda yerini bulmuş olur . Bizden söylemesi , gerisini patronlarımız bizden daha iyi bilirler.

Söyleşiyi Yapan : Neriman YAVUZ

Kaynak ; internet

One thought on “Neden Hidrojen Enerjisi ?

  1. YAZINIZ ÇOK GÜZEL VE ANLAMLI TEBRİK EDERİM. MERAK ETTİM SİTENİZDE HİDROJEN SETİ VE HANGİ ÜLKELERDE YAYGIN OLARAK KULLANILDIĞINI NE KADAR HACMİ VE AĞIRLIĞI OLDUĞU BELİRTİLMEMİŞ BELİRTİRSENİZ BENİ AYDINLATIRSANIZ SEVİNİRİM TEKRAR TEŞEKKÜR EDER BAŞARILARINIZIN VE ARAŞTIRMALARINIZIN DEVAMINI DİLERİM

Comments are closed.