Camiler Müslümanların ibadethaneleridir; ibadethaneler ise toplumumuzun vazgeçilmez dini müesseselerindendir. Atatürk’ün Balıkesir hutbesinde belirttiği gibi camiler, ibadetlerin yanı sıra gerektiğinde millet işlerinin de yürütüldüğü Dar-ı Kudsi (kutsal mekan) dır. Toplayan, bir araya getiren anlamlarını taşıyan camilerimiz; birliğin, beraberliğin, eşitliğin sembolleşen mekanlarından Ehl-i İslama mahsus ibadethane-i umumi, yani Müslümanların topluca ibadet ettikleri yerler olmakla isimlendirilen, Cin Suresi 18. ayette buyrulduğu gibi, birlikte yalnız Allah’a ibadet ve dua ettiğimiz kutsal mekanlarımızdır. Sosyal hayatımızın bir parçası, irşat ve irfan yuvalarıdır. Birlikte huzur ve mutluluğa eriştiğimiz manevi sığınağımızdır.

Diyanet İşleri Başkanlığımız camilerin, dini ve sosyal hayattaki önemini dikkate alarak 1986 yılından buyana 1-7 Ekim tarihleri arasında camiler haftası, 2003 tarihinden beri de Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak kutlanmaktadır.

Büyük olanları camii, küçükleri ise mescit adıyla kültür hayatımıza intikal eden bu mekanlar Peygamber Efendimizin ifadesiyle “ Beldelerin Allah’a en sevimli yerleri” olarak bilinmektedir. Tevbe suresinin 17. ayetinde işaret buyrulduğu gibi mescitler ve camiler kimsenin malı değil Allah’ındır. Kabe’nin bir adının da Beytullah olduğu bilinmektedir. Beytullah Allah’ın evi demektir. Bu durum Kabe’nin ve camilerin şerefini belirtmesi bakımından önemlidir. Allah’ın Kabe’si olarak da bilinen camiler, Hadis-i Kutside de belirtildiği gibi “ Yeryüzünde yayılmış Allah’ın evleridir.” Kabeyi ziyaret edenlere Allah’ın ikramının olduğu gibi camileri ziyaret edenlere de (ibadet edenler) ikramı vardır.

Yukarıda işaret ettiğim gibi Tevbe Suresi 17. ayetinde Cenab-ı Hak “Allah’ın mescitlerini/camilerini ancak Allah’a ve Ahiret Gününe iman edenler imar eder” buyurur. Bu ayetle camii yapmanın önemi belirtilirken, camiye devam etmenin önemi de ifade edilmiştir. Cenab-ı Hak bir Hadis-i Kudside “ Ben yeryüzü halkına azap etmeyi murat ettiğimde, mescitleri / camileri inşa, tamir ve tenvir edenleri, Benim rızam için birbirini sevenleri ve seher vakitlerinde istiğfar edenleri görünce azap etmekten vazgeçerim.” demek suretiyle cami yapmanın ve onun hizmetinde bulunmanın, camide cemaat olmanın önemini ifade buyurmuştur.

Şüphesiz camilerin yapımı kadar bakım ve temizliği de önemlidir. Peygamber Efendimiz “Temizlik imandandır”, “Allah temizdir, temizliği sever” buyurarak bu hususa dikkat çekmiştir. Bakara suresi 125 ve hac suresi 26. ayetlerinde Hz. İbrahim ve İsmail (a.s.) a “evimi temiz tutun” buyurularak Beytullahın temizliğinin ciddi bir iş olduğu kadar cami ve mescitlerin temizliğinin de gerekli olduğu ifade edilmiştir.

Hiç şüphesiz görevlilerimiz dini görevlerinin yanında bu hususta da gereken hassasiyeti göstermektedirler ve bu hafta münasebetiyle tüm camilerimizde bir temizlik seferberliği başlamaktadır. Be vesileyle görevlilerimize teşekkür ediyorum.

Tarihi seyri içerisinde birlik ve beraberliğimizin sembolleştiği, ilim ve kültür merkezi olarak toplumdaki yerini alan camilerimizin mimari bakımından milletimizin hayatındaki yeri de büyüktür. Türk sanat ve zevkinin en güzel ve en harika eserleridir. Müslüman olmuş batılı bir yazar bu hususu şöyle özetlemiştir. “Bütün sanatlar camiye, cami de ibadete götürür”

Allah isminin elifi gibi adeta göklere yükselen ince minareleriyle camilerimiz ülkemizin simgesi, İslam’ın manevi mührüdür. Şairin dediği gibi

Mevla’dan bize ses vermede hep cedlerimiz
Manevi bekçisidir yurdumuzun ulu mabetlerimiz.

İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif ERSOY’ un şu dörtlüğü ile yazımızı bitirelim.
Ruhumun Senden İlahi şudur ancak emeli
Değmesin mabedimin göğsüne na mahrem eli
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli

Selami EMEN
İl Müftüsü

Makale 2

Camiler; ibadet etme, Allah’ı anma, eğitim-öğretim, birlik ve dirlik, huzur ve sükun mekanlarıdır Bu itibarla dinimiz; camilere büyük önem vermiştir Yüce Rabbimiz, Kur’an-Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz mescitler, Allah’ındır O halde, Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk etmeyin”[1] “Ey Ademoğulları! Her mescide gittiğinizde güzel elbiselerinizi giyinin ”[2]

Ayet-i kerimelerden de anlaşılacağı üzere, İslam’da camilerin önemli bir yeri vardır Allah’ın evi kabul edilen camiler, İslâm’ın alâmeti sayılmıştır Camiler, bulunduğu yerin halkının Müslüman olduğunu gösterir Sevgili Peygamberimiz, yeryüzünde Allah’a en sevimli yerlerin camiler olduğunu bildirmiştir[3] Öyle ise camilere gelişigüzel değil, en güzel elbiseler giyilerek girilmelidir Camileri kirletecek, havasını bozacak ve cemaati rahatsız edecek davranışlardan sakınılmalıdır

Yüce Allah, caminin önemini Kur’an’da şöyle bildiriyor: “Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazlarını dosdoğru kılan, zekatlarını veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder İşte, doğru yola erenlerden olmaları umulanlar bunlardır”[4] Sevgili Peygamberimiz (as) ise: “Kim Allah rızası için bir mescit yaptırırsa, Allah da bunun karşılığında ona cennette bir köşk ihsan eder”[5] buyurmuştur

Cami ve mescitler, aynı zamanda insanlara helal ve haramın, güzel ahlakın, doğruluk ve dürüstlüğün öğretildiği, sevgi saygı ve kardeşlik ruhunun işlendiği mukaddes mekanlardır Şehitlik ve gazilik mertebesinin yüceliği, vatan savunmasının önemi, iffet ve namusu korumanın onuru gibi birçok dini ve milli şuurun insanlarımıza verildiği ilim ve irfan yuvalarıdır

Camiler, bulundukları yörenin sosyal hizmet ve ilişkilerinde, devamlı ışıldayan ve çevresini aydınlatan birer kandil gibidirler Camiler, insanların birbirini sevmelerine de vesile olur Camilerin ortak kalbimiz olduğunu, oralarda hayat varsa, bizlerde de hayat olacağını bilelim Bu sebeple camilerle aramızdaki bağları sıcak tutalım Çocuklarımızı da camilere alıştıralım Onların temiz kalplerine, din, iman, vatan, bayrak, millet sevgisini yerleştirelim Müminlerden uzak kalan camiler, matem havasına bürünürler Onları mahzun bırakmayalım

Hutbemi, Hz Peygamber (sav)’in şu Hadis-i şerifiyle bitirmek istiyorum: “Bir kişi, Allah’ın farzlarından birini eda etmek üzere evinde güzelce temizlenir ve camiye giderse, onun attığı adımlardan biri günahlarının silinmesine, diğeri de onun derecesinin yükselmesine vesile olur”[6] “Yüce Allah, sabah ve akşam camiye giden kimsenin, her gidiş ve gelişine cennette bir yer hazırlar”[7]