Yazar : Ahmet CANDEMİR
İlk Yayın Tarihi : 29 Kasım 2010

İNSAN

İnsan, yaratılmış olan bütün varlıkların temel noktasını teşkil eder. Adeta bütün kâinatın odak noktası gibidir. Her şey onun etrafında dönmektedir. Yaratılmış olan bütün varlıklar onun yaratılış gayesine uygun olarak şekil almış bir durumdadır.

İnsanoğlunun bu şekilde bir konuma sahip olması yaratılış gayesinin diğer varlıklarınkinden farklı olmasındandır. İnsan, dünyaya kendisine verilmiş olan bir görevi uygulamak üzere gönderilmiştir. O görev, kendisini yaratan Allah Teala (cc)’nın dinini yeryüzünde temsil etmek ve uygulamaktır.

Böylesi yüce bir görev büyük sorumluluk gerektirir. Onurlu ve zor bir görev olmasından dolayı, gerektiği gibi yerine getirildiği zaman büyük bir kazancı da beraberinde getirmektedir. Sorumlu olmayan varlıklara, ceza verilmeyeceği gibi ödülde verilmeyecektir. Ama insanoğlu tamamen kendi seçme gücüne bağlı olarak, büyük bir cezaya çarptırılacağı gibi sonsuz bir ödüle de hak kazanabilir.

İnsana böyle bir sorumluluk verilmesinin nedeni, onun diğer varlıklardan farklı özelliklerle donatılmış olmasındandır. Aklı ve zekâsıyla, irade hürriyetiyle, düşünme kabiliyetiyle kâinatı idare edebilecek yapıdaki tek varlıktır insanoğlu. Cinlerde de insanlarda olduğu gibi irade hürriyeti vardır. Ama onların, insanlar gibi maddi bir yapıları olmadığından kâinatı idare edebilme gücünden yoksundurlar.

Sadece bir varlık türünün böyle üstün özelliklerle donatılmış olmasının, kâinat için son derece büyük bir önemi vardır. Eğer birçok varlık aynı tarzda yaratılmış olsaydı, büyük bir kargaşa ve düzensizlik meydana gelecekti. Her biri, kainata hakim olmak için diğeriyle büyük bir mücadeleye girecek ve bunun sonucunda da çok büyük sorunlar meydana gelecekti.

Bu sebeple yaratıcı, kainatın düzenli bir şekilde yapısını devam ettirmesi ve oraya sürekli bir düzenin hâkim olması için gerekli ortamı sağlamıştır. Yaratılan her varlığın farklı bir görevi vardır. Hepsi kendisine yüklenen bu görevi zorunlu olarak yerine getirmektedir. Sadece insanlar ve cinler bu görevi, kendi istekleri sonucu gerçekleştirirler. Onun içinde yaptıkları şeyler daha değerlidir. Diğer varlıklar ise görevlerini zorunlu olarak yerine getirdiklerinden dolayı herhangi bir ödül veya cezayı hak edemezler.

Sonuç olarak insan, varlıklar âleminde çok ayrı bir konuma sahiptir. Özel bir yapısı ve özel bir görevi vardır. Bunun içinde farklı özelliklerle donatılmıştır. Kendisine ayrıcalık tanınmıştır. Verilen her nimet, bunun karşılığında fedakârlık yapmayı gerektirir. İnsana bunca ayrıcalığın tanınmasının elbette ki bir sonucu olacaktır. Bu sonucun oluşması tamamen insanın kendi inisiyatifine bırakılmıştır. Görevini layıkıyla yerine getirirse her türlü nimetin, kendi hizmetine verileceği sonsuz bir cennet, yerine getirmezse ceza ile karşılaşacaktır.