Yapılan ibadet ve amellerin her türlü şüpheden uzak olması gerekir. Şüphe ve tereddütler amelin değerini düşürür ve kararsızlıklar meydana gelir. Bu yüzden sözgelimi dört rekatlı bir namazı üç rek’at mı, yoksa dört rek’at mı kıldığında ilk defa şüphe eden kimsenin bu namazı yeniden kılması gerekir. Nitekim Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Sizden biri namazında kaç rek’at kıldığı hususunda şüpheye düşerse namazı yeniden kılsın”
(Zeylâî, Nasbu’r-Râye, II, 173).
Namazda sürekli olarak şüpheye düşüp kaç rek’at kıldığı hususunda kesin bir kanaate varamayan kimse, kıldığına emin olduğu en az rek’at sayısını esas alarak namazına devam eder. Hz. Peygamber, “Sizden biri namazında şüphe ederse, üç mü dört mü kıldığını bilemezse, şüpheyi bıraksın ve en az rek’âtı esas alarak namazına devam etsin” buyurmuştur.
(Nesâî, “Sehv”, 24; İbn Mâce, “İkâme”, 132.).
Buna göre dört rekatlı bir namaza başlayan kimse, kıldığı rekatın birinci rekat mı ikinci rekat mı olduğunda kuşkuya düşüp, bir tarafı tercih edemezse, kendisini bir rekat kılmış sayar ve birinci sayılan rekatın ikinci; üçüncü sayılan rekatın da dördüncü rekat olma ihtimali bulunduğu için, her bir rekatın sonunda ihtiyaten teşehhüt miktarı oturur, böylece dört oturuş yapmış olur ve sonunda sehiv secdesi yaparak namazını tamamlar.
Kaynak ; internet