Kedi Yavrusu…
Bazen hic ummadığınız bir olay en üzgün en mutsuz en umutsuz olduğunuz bir anda gönül pencerenizi aralar ve içeri ışıklar, çiçek kokuları, kırlarda duyulan çan sesleri, serin rüzgarlar doldurabilir.
Böyle canımın çok sıkkın olduğu bir günde kendimi bana göre İstanbul’un en özel semtlerinden biri olan Eminönü’ne attım. Meydandaki seyyar satıcıların yanında bir banka oturdum. Dünyanın birçok ülkesinden gelmiş turistlerin hayran bakışlarını, evlenmek üzere olan genç kızların aldıkları çeyiz paketlerini taşırken ki kuracakları yeni yuvanın mutlu tebessümleri yayılmış yüzlerini, annelerinin ellerini tutarak yürüyen çocukları, camilerden çıkan , ibadetin verdiği huzuru ve mutluluğu yansıtan insan manzaralarını izlerken birden bir yavru kedi sesinin peşine takılmış buldum kendimi.
Topu topu bir avuçtu.
Ağlıyordu.. Ağlarken kocaman açılan ağzındaki pembecik dili kıvrılıyor, insanın o dili tutup düzeltesi geliyordu. Sanki o zaman ağlaması duracakmış gibi….
Elime aldım
Titredi..Korktu…
Korkuyla atan minicik yüreğini avuçlarımda hissedebiliyordum.
O sırada tezgahların arasından bir esnaf elinde içi süt dolu ufacık bir biberonu bana uzattı.
Beslemek ister misiniz ?
Bu cümle ile bana kırlardaki çan seslerini, serin rüzgarları, çiçek kokularını, rengarenk ışıkları bahşetti.
O anda orada niye bulunduğumu, canımın neden sıkkın olduğunu ve nedeni nasılı kısaca her şeyi unuttum… Ellerimin arasındaki tüylü, yumuşacık, sıcacık beden tüm sorunlarımdan beni uzaklaştırdı. O da karnı doyunca sakinleşti, bana sokuldu ve uyudu.
Şimdi kim daha mutlu oldu?
Ben mi?
Anneciği olmadığı için bu yavruya süt anneliği yapan büyük yürekli küçük tezgahlı esnaf kardeş mi?
Ya da sokaklardaki başı boş sahipsiz hayvanların üzerinden zevk için arabası ile geçen zavallılara; bu hayvanların gözlerini oyan, kuyruklarını, kulaklarını kesen, tekmeleyen, taş atan insanlara rağmen kendisine böyle sahip çıkan, seven insanların var olduğunu idrak edemese de hissedebilen yavru kedi mi?
Hayvan sevgisi olmayanların insan sevgisinden de yoksun olduğunu düşünmüşümdür hep.. öyle güzel betimlemişsiniz ki olayı sanki yavru kediyi ben bulup doyurmuş gibi hissettim kendimi.. elinize sağlık..
ziyaret ve yorum için teşekkürler Mahmure Hanım…ne yazıkki aileler küçük yaşlarda çocuklarını korumak adına hayvanlardan uzak tutuyorlar…ve her duygu gibi küçük yaşta edinilemeyen bu alışkanlık büyüdükçe tam hakkıyla yerine oturamıyor ve hep bir yanı eksik kalıyor..sevgiler..