Kulun en büyük imtihanlarından bir tanesi
Hz. İbrahim (as)’in çok sevdiği oğluyla sınavı
Hayatın kendisi sınav değil midir ki zaten
Kulun yaratılış gayesinin imtihan olduğunu ne çabuk unutuyoruz
Kurban, Hz. İbrahim (as)’i ve onun imanının mücadelesinin büyüklüğünü hatırlatmadır bir açıdan
Tek başına toplumun tamamının taptığı putları ateşe atılma pahasına paramparça etmesi basit bir olay olmasa gerek
Ayrıca çok sevdiği oğlunu Rabbine verdiği sözü yerine getirmek adına kurban etmek üzere harekete geçmesi
Bu da yetmez. Mekke’de hiç kimsenin olmadığı bir yere Rabbinin emriyle eşi Hacer’i ve oğlu ismail’i bırakarak yaratıcısına güvenin zirvesine ulaşması.
Bunların hepsi kurbanın bizde bırakması gereken izlerdir.
Sadece bu kadar değil. Toplumda herkesin aynı imkanlara sahip olmadığının farkına varılarak fakirlerinde yılda en azından bir defa doyasıya et yemelerinin temin edilmesi ne kadar önemli bir toplumsal sorumluluktur.
Kurban bayramı vasıtasıyla uzun zamandır görmediğimizi dostlarımızı akrabalarımızı hatırlamak hal hatır sormak onları unutmadığımızı kendilerine göstermek ayrı bir haz değil midir?
Günümüzde kurban kesmenin bazı insanlar tarafından gereksiz görülmesi şu hadisi şerifin unutulmuş olduğundan değil de nedir: “Kimin hali vakti yerinde olur da kurban kesmezse namazgahımıza yaklaşmasın. ” (İbn Mace, Edâhî, 2 )
Kurbanın faydası sadece dünya ile mi ilgilidir. Hayır. Neden hayır diyoruz? Hz. peygamber (sas)’in şu hadisi şerifinden dolayı: “Kurban kesen kimse için kurbanın her bir kılı karşılığında sevap verilir” (Tirmizi)
Öyleyse bayram günlerini hem bir ibadet hem de sosyal ilişkilerin güçlenmesi anlamında bir fırsat olarak görmeli ve ona göre değerlendirmeli. Sadece biryerlere gidip dostlardan akrabalardan uzak bir şekilde tatil gibi değerlendirmek bayramın ruhunu yansıtmaz.