2007 yılında yürürlüğe giren yeni bir yasa ve bu yasanın 5 yıllık geçiş sürecinin sonu olan 2012 yılı itibariyle artık merkezi ısınan binalar için ısınma giderlerinin belirli kıstaslara göre paylaştırılması zorunlu hale geldi. Vatandaşın çoğu pek önem vermese de bugün itibariyle merkezi ısınan herkes bu dönüşümü yaptırmak zorunda.
Yasanın çıkış mantığı merkezi ısınan binalarda tasarruf yapılmasının önünü açmak. Yani bir taraftan merkezi bir yerden binanın ısınması sağlanırken diğer taraftan kullanıcıların “belirli ölçüde” yaktığı kadar ödemesinin sağlanması amaçlanmış. Yani binada fazla ısınanların pencere açmak yerine karoriferini kısmasını sağlıyor bu sistem. Bunu nasıl yapıyor derseniz; iki yöntemi var.
Eğer binanızın kalorifer tesisatı eskiyse, yani bir odanın kalorifer tesisat bağlantısı alt komşunun evinden gelip, aynı oda içinde üst komşuya çıkıyor ise her radyatör için bir adet “ısı pay ölçer cihazı” taktırarak toplam ısı tüketiminiz belirlenmiş oluyor.
Yok eğer binanız nispeten yeni ve kalorifer tesisatınız “mobil sistem” tabir edilen eve tek bir noktadan girerek odalara dağıtılmış ise evin girişine “kalorimetre” cihazı taktırarak tüketiminiz ölçülüyor.
Her iki durum için de tüm radyatör vanalarınızı “termostatik vanalarla” değiştirmeniz gerekiyor. Termostatik vana ne yapıyor derseniz esasında radyatörünüze giren sıcak su miktarını belirliyor. Ama bunu üzerindeki değerlere göre yapıyor. Yani vanayı örneğin 3 kademesine getirdiniz ve 3 kademesinin karşılığı 22 derece olsun. Oda sıcaklığı 22 dereceyi aştığında sıcak su yolunu otomatik olarak kesiyor, aynı şekilde bu set değerinin altına düştüğündeyse vanayı açarak odanın ısınmasını sağlıyor. Bir nevi termostat yani. Ayrıca yasaya göre bu termostatik vanaların başlangıç değerleri 15 derecenin altında olamıyor. Yani bir odanın vanasını tamamen kıssanız dahi, oda sıcaklığı 15 dereceden daha düşük bir değere inmiyor. Bu da alt ve üst komşunuzun ısısını fazla kaybetmemesini sağlamaya dönük düşünülmüş.
Gelelim işin asıl amacına yani ortada bir ısınma gideri(fatura) var sistem bunu nasıl paylaştırıyor ona bakalım. Gerek kalorimetre olsun gerekse ısı pay ölçer cihazları bunlar sürekli tüketilen enerji miktarını ölçüyorlar. Ay sonu gelen fatura tutarı da cihazlardan okunan endeks değerine göre paylaştırılıyor. Yalnız bunda temel bir kural var. Kat malikleri için bu paylaştırma işlemi yapılırken fatura tutarının %30’u önce eşit olarak herkese paylaştırılıyor. Yani yok ben evde yoktum, Almanya’da tatildeydim diyemiyorsunuz. Herkesin ödeyeceği sabit bir tutar var yani. Zaten termostatik vanaları tamamen kapatmak da mümkün olmadığı için mutlaka bir tüketiminiz oluyor ev boş da olsa. Kalan %70’lik tutar ise sayaçlardan okunan endeks değeri oranında kullanıcılara paylaştırılıyor.
Bu paylaştırma yapılırken sayaçların okunması işi de var tabi. Bu manuel olarak yapılabildiği gibi, sayaç marka modeline göre değişmekle birlikte RF ile uzaktan okuma veya GSM tabanlı uzaktan okuma yapan yetkilendirilmiş okuma firmaları bu okuma işini yapıyor. Ve bu okuma ve paylaştırma için okunan ay başına her kullanıcıdan 1,5 € gibi bir ücret alıyorlar.
İşin teorisi bu kadar ve teoride bir sorun gözükmüyor. Kendi binamız için yaptığım araştırmadan öğrendiklerim bu şekilde. Ancak sistem henüz çok yeni ve bu işi yaptığını iddia edenler bile birçok şeyi bilmiyorlar. Pratikte birçok sorunla karşılaşıldığı, eskiden daha iyi ısınılıp daha düşük bir ödeme gerçekleştirdiğini söyleyen bir sürü insan var.
Bu sistemi kullanan veya kullanmak isteyenler için bu konu bir yol gösterici olsun istedim. Özellikle büyük şehirlerde daha fazla kişi bu sistemi kullanmaya başlamıştır diye düşünüyorum. Kullananlardan pratik bilgi de alırsak konu amacına ulaşmış olur.
Kaynak ; internet